ÜLKEMİZDE ORGAN BAĞIŞININ 10 KAT ARTMASI GEREKİYOR
- Dr. Yunus Emre Bıkmaz
- 2 saat önce
- 3 dakikada okunur
Türkiye’de organ nakli bekleyen hasta sayısı her geçen gün artıyor. Yeterli sayıda organ bağışı olmadığı için nakiller kadavra yerine çoğunlukla canlı vericiden yapılıyor. Dünya standartlarındaki organ nakil merkezlerimiz ve Türk doktorların deneyimi sayesinde yabancı hastalar da organ nakli için ülkemize geliyor.

Kadavra Nakil Sayısı Çok Az
Organ bağışı, ülkemizde ne yazık ki istenen seviyede değil. Türkiye’de her yıl yalnızca 300-400 civarında kadavra donörden organ alınabilmektedir. Oysa Batılı ülkelerle aynı düzeye ulaşabilmek için bu sayının en az 10 kat artması, yani yılda 2.000-3.000 kadavra donöre ulaşılması gerekir. Bu durum, organ bekleyen binlerce hasta için büyük bir fark oluşturacaktır. Organ bağışını artırmak için devlet kurumlarının, sivil toplum kuruluşlarının ve medya organlarının ortak sosyal projelerde buluşması hayati önem taşımaktadır.
Türkiye Canlı Vericili Nakillerde Öncü
Avrupa ülkelerinde organ vericilerinin yaklaşık %80’i kadavra kaynaklıyken, Türkiye’de bu oran tersine dönmüş durumda; nakillerin %75’i canlı donörden, %25’i kadavradan yapılmaktadır. Bu tablo, toplumda organ bağışının halen yetersiz olduğunu göstermektedir. Ancak Türkiye, canlı vericili karaciğer nakillerinde dünya çapında başarılı sonuçlar elde etmektedir. Son yıllarda düzenlenen farkındalık kampanyaları sayesinde kadavra bağış oranında kısmi bir artış gözlense de, hastaların beyin ölümü tanısının konulduğu merkezlere ve halka büyük görev düşmektedir. Sağlık hizmetlerinin her aşamasında yüksek kalite ve şeffaflık toplumun sisteme olan güvenini artırmaktadır. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın “organ nakli dinen caizdir” yönündeki açıklamasıyla birlikte dini çekinceler büyük ölçüde azalmıştır. Yine de bazı aileler sosyal baskı ya da yanlış önyargılar nedeniyle bağış kararını vermekte tereddüt etmektedir. Oysa organ bağışı, hayat kurtaran bir iyilik zinciridir.
Bağışlanan Her Organ, Bir İnsana Yaşam Umudu Olur
Ülkemizde günümüze kadar çok sayıda yetişkin ve çocuğa karaciğer ve böbrek nakli başarıyla gerçekleştirildi. Bu nakiller sayesinde 2,5 aylık bebekten 80 yaşındaki hastalara kadar binlerce kişi sağlığına kavuşmuştur. 15 kilo üzerindeki hastalara rutin olarak böbrek nakli yapılmaktadır. Başarı oranları şu şekildedir:
• Karaciğer nakillerinde %92
• Böbrek nakillerinde %98
Karaciğer Yetmezliğinde En Etkili Tedavi: Organ Nakli
Organ nakli ameliyatları arasında karaciğer ve böbrek nakilleri en sık yapılan operasyonlardır. Karaciğer ve böbrekteki yetmezlik sorunlarında en kalıcı tedavi yolu da organ naklidir. Ülkemizde kronik karaciğer yetmezliğinin en yaygın nedenleri arasında Hepatit-B, Hepatit-C ve alkol tüketimi yer alır. Hepatit-B’li hastaların yaklaşık %15’inde ilerleyen dönemde tümör veya yetmezlik gelişebilir. Bu hastalarda karaciğer nakli, yaşam süresini ve kalitesini belirgin bir şekilde artırır.
Karaciğer nakli yüksek teknik beceri ve güçlü bir yoğun bakım desteği gerektirir. Ameliyat sırasında gereksiz kan kullanımından kaçınılması, hastanın metabolik dengesini korur ve komplikasyon riskini azaltır. Ortalama kan kullanımının oldukça düşük seviyelerde tutulması yaklaşımı, nakil sonrası iyileşme sürecini hızlandırır.
Böbrek Nakli ile Diyalize Veda
Kronik böbrek yetmezliği, hastaların yaşamını ciddi şekilde kısıtlar. Diyalize bağımlı yaşam, hem fiziksel ve hem de psikolojik olarak yıpratıcıdır. Başarılı bir böbrek nakli sonrası ise hastalar günlük yaşantılarına, işlerine ve sosyal hayatlarına geri dönebilir.
Nakil Sonrası (Post-Op) Enfeksiyon, Hayati Risk Nedeni
Nakil operasyonlarında iyi bir anestezi yönetimi ve yoğun bakım takibi başarıyı belirleyen en önemli faktörlerdir. Enfeksiyon riski nakil sonrası en büyük tehditlerden biridir. Bu nedenle enfeksiyon kontrol komitelerinin düzenli denetimi ve hasta takibi, uzun dönem başarı oranlarını artırır.
Organ nakli sonrası post-op ilk 1 yıl, hastalar için kritik öneme sahiptir. Düzenli kontroller ve doktor önerilerine tam uyum, yaşam kalitesini korur. Nakil geçiren birçok kişi işine, ailesine ve sosyal yaşamına kaldığı yerden devam eder. Organ nakli yapılan kadınlar, genellikle 2. yıldan itibaren güvenle gebelik planlayabilir. Organ nakli yalnızca cerrahi bir işlem değildir; cerrahi, anestezi, yoğun bakım, enfeksiyon, psikolog ve koordinasyon ekiplerinin birlikte çalıştığı multidisipliner bir süreçtir. Bir hastanede organ naklinin başarıyla yapılabilmesi, o kurumun genel hizmet kalitesinin de göstergesidir.
Önyargılarınızı Artık Bir Kenara Bırakın
Toplumumuzda organ bağışıyla ilgili bilgi eksikliği, önyargı ve yanlış inanışlar yaygındır. Oysa doğru bilgiyle hareket eden bireylerin sayısı arttıkça, bağış oranları da artacaktır. Medyanın bu konudaki olumlu haberleri, farkındalığı artırmada önemli bir rol oynamaktadır. Sağlık Bakanlığı’nın son yıllarda yaptığı çalışmalar olumlu sonuçlar verse de, kat edilmesi gereken daha uzun bir yol vardır.
Yaşamı Paylaş, Umudu Çoğalt!
Sağlık Bakanlığı’nın organ nakli merkezlerinde yürüttüğü denetimler ve kayıt sistemleri, kaliteyi artırmayı hedeflemektedir. Daha fazla hastaya ulaşmak ve bunu yüksek standartlarda yapmak, Türkiye’nin organ naklindeki en önemli hedefidir. Organ bağışı, bir insanın hayatını kurtarmanın en insani yoludur.







Yorumlar