PROBİYOTİK NASIL SEÇİLİR: DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN 8 TEMEL FAKTÖR
- Dr. Yunus Emre Bıkmaz
- 4 saat önce
- 3 dakikada okunur

Probiyotikler son yıllarda sağlıklı yaşamın vazgeçilmez bir parçası haline geldi. Bağışıklığı güçlendirdiği, sindirimi rahatlattığı düşünülerek sıkça tercih edilen probiyotiklerin dikkatli kullanılmaması ise bazı sağlık risklerini beraberinde getirebiliyor. Çünkü her probiyotik her soruna iyi gelmiyor veya farklı etkileri olabiliyor. Probiyotiklerden doğru şekilde yararlanmak için, içeriğindeki özel mikroorganizmalara yani “suşlara” dikkat edilmesi ve uzman hekime danışılarak kullanılması önem taşıyor.
Probiyotik Seçiminde Suş İçeriği Önemli
Bağırsaklarımızda trilyonlarca mikroorganizma yaşar ve bu dev ekosistem, “mikrobiyota” olarak adlandırılır. Bu sistem yalnızca sindirim değil, bağışıklık, ruh hali ve hatta metabolizma üzerinde bile etkilidir. Sadece 46 kromozomu olan biz insanlar için vücudumuzda saklı inanılmaz ek bir genetik cevherdir.
Son yıllarda sağlık gündeminin en popüler konularından biri probiyotiklerdir. Birçok kişi bağışıklığı güçlendirdiği ve sindirim sistemini rahatlattığı için bu takviyelere yöneldi. Ancak bu konu aslında bu kadar basit değildir. Probiyotikler suşlardan oluşur. Suşlar, kısaca probiyotik mikroorganizmaların genetik olarak özelleşmiş alt türlerini ifade eder. Probiyotik kullanırken suş içeriğine bakmak ve mevcut probleme yönelik uygun bir probiyotik kullanmak mantıklı olacaktır. Aksi takdirde, içeriğinde uygun suşlar yoksa ya da size uygun değilse kullandığınız ürün boşa gidiyor demektir. Bunun için probiyotik ürün seçerken içeriğini, prospektüsünü okumak gerekir.
Hastalığınıza Göre Probiyotik Seçin!
Probiyotikler, yeterli miktarda alındığında sağlığa fayda sağlayan canlı mikroorganizmalardır. En sık bilinen türleri Lactobacillus ve Bifidobacterium cinslerine aittir. Prebiyotikler ise bu dost bakterilerin besini olan, genellikle lif içeren bileşiklerdir. Birlikte çalıştıklarında sinerjik etki sağlayarak bağırsak sağlığını destekleyici etkileri artar. Sadece sindirim veya bağışıklık sistemi üzerine de değil, romatolojik hastalıklardan kanser gibi hastalıklara ve bebeklerdeki atopik dermatit ve gıda allerjilerine kadar pek çok duruma karşı mucizevi koruma sağlar. Bilimsel çalışmalar, bazı suşların belirli durumlarda etkili olduğunu göstermiştir.
Peki, hangi hastalıkta hangi suş daha etkili?
1. Lactobacillus: Mikrobik ishal, antibiyotik kaynaklı ishal durumlarında ve irritabl bağırsak sendromunda
2. VSL#3: Crohn hastalığında ve ülseratif kolitte
3. Akkermansia muciniphila: Tip-2 diyabette ve obezitede
4. Rhamnosus GR-1: Tekrarlayan vajinal enfeksiyonlarda
5. Lactobacillus ve Bifidobacterium: Üst solunum yolu enfeksiyonlarında
Doğal Probiyotik Kaynakları Ne Kadar Etkili?
Yoğurt, kefir ve ev turşusu gibi fermente gıdalar doğal probiyotik kaynaklarıdır. Ancak bu gıdalardaki bakteri türleri ve miktarı değişkendir. Mevcut floramızı desteklemek için bu gıdaları mutlaka günlük rutinimize eklemeliyiz. Gıda çeşitliliğine dikkat edilmeli ve fermente gıda tüketme alışkanlığı da mutlaka edinilmelidir. Öte yandan kapsül, saşe ya da damla formundaki probiyotiklerde belirli suşlar, belirli dozlarda yer alır. Bu, özellikle bir sağlık problemi için hedefli kullanımda daha önemlidir.
Probiyotikler, doğru kişi, doğru hastalık ve doğru zamanda kullanıldığında sağlık üzerinde önemli etkiler yaratabilir. Ancak bu mikroorganizmalar mucize değildir; her birey için aynı sonucu vermez. Rastgele kullanım yerine, şikâyete özel, suş temelli bir seçim ve bu akılcı seçim için de uzman hekim görüşü alınması en doğrusudur. Aynı zamanda beslenme düzeni, stres yönetimi ve uyku gibi diğer yaşam tarzı faktörlerinin de mikrobiyotayı etkilediği unutulmamalıdır.
Bağışıklık Sistemini Dengeleyen Yeni Nesil Probiyotikler
1. Akkermansia muciniphila: Klasik probiyotiklerin ötesine geçen mikrobiyal dostlarımız arasında son yıllarda en çok dikkat çekenlerden biridir. Bu bakteri bağırsak mukus tabakasında yaşar ve bu bariyeri güçlendirerek “geçirgen bağırsak” gibi durumların önüne geçebilir. Çalışmalar, Akkermansia muciniphila’nın obezite, insülin direnci, tip 2 diyabet ve yağlı karaciğer gibi metabolik hastalıklarla ters ilişkili olduğunu göstermektedir.
2. Faecalibacterium prausnitzii: Yeni nesil probiyotikler arasında olup bağırsak iltihabını azaltıcı etkileri vardır.
3. Christensenella minuta: İnce yapılı bireylerde daha çok bulunur, bu nedenle obeziteyle ters ilişkili olduğu düşünülür.
4. Bacteroides fragilis (PSA+): Bağışıklık sisteminin dengelenmesinde rol oynayan önemli yeni nesil probiyotiklerdendir.
Probiyotik Seçerken Nelere Dikkat Edilmeli?
Suş bilgisi açıkça belirtilen ürünleri tercih edin.
İçerik kısmındaki suş bilgilerini okuyun.
Sağlık probleminize yönelik suşları içeren ürünler alın.
Bilimsel çalışmalarda kullanılmış mı kontrol edin.
Saklama koşullarını ve son kullanma tarihini dikkate alın.
CFU (colony-forming unit) değeri yüksek mi kontrol edin. (Örneğin; genel destek ve sağlıklı bireylerde 1-10 milyar CFU/gün, ishal durumlarında ise 5-20 milyar CFU/gün olmalı.)
Sürekli aynı suş içeren probiyotiği kullanmak yerine, birkaç ay arayla suşları çeşitlendirmek de önemlidir.
Satın almadan önce mutlaka bir uzman hekime danışın.
Yorumlar