top of page

İŞİTME KAYBINA KARŞI İLK ADIM DOĞUMDAN İTİBAREN ATILMALI

  • Yazarın fotoğrafı: Dr. Yunus Emre Bıkmaz
    Dr. Yunus Emre Bıkmaz
  • 21 Ağu
  • 2 dakikada okunur

Günümüzde her yenidoğan 1,000 bebeğin 2-3’ü işitme kaybı ile dünyaya geliyor. Bu oran, yenidoğan yoğunbakım ünitesinde kalan bebeklerde daha da yükselebiliyor. Erken dönemde fark edilmeyen işitme kaybı; konuşma, dil gelişimi, sosyal beceriler ve akademik başarı üzerinde kalıcı etkilere yol açabiliyor. Bu nedenle yenidoğan işitme taraması, sağlıklı bir gelecek için atılacak ilk adımlardan biri olarak öne çıkıyor.

ree

İşitme Testinden Geçemeyen Bebeklerin Testi Tekrarlanmalı

Bebeklerin işitme kaybı genellikle dışarıdan fark edilememektedir. Bebek, erken dönemde tepkiler verse bile bu yanıltıcı olabilmektedir. Yenidoğan işitme taraması, 2004 yılından itibaren ülkemizde T.C. Sağlık Bakanlığı kontrolünde her yenidoğan bebeğe zorunlu olarak yapılmaktadır. Bebeğin doğduğu ilk günlerde yapılan ağrısız ve sadece birkaç dakikalık kolay bir testle işitme kaybını erken saptamak mümkündür. Bebeğin kulağının dış kısmının içine yumuşak uçlu bir alet konulduktan sonra, buradan kulağa ”klik” sesleri gönderilmektedir. Kulak bu sesi işittiği zaman kulağın iç kısmı (koklea) yankı yapmakta ve sağlık profesyoneli bilgisayar aracılığıyla, bebeğin kulağının sese nasıl karşılık verdiğini inceleyebilmektedir. Yenidoğanlarda doğumdan sonra yapılacak tarama testlerinde (OAE, Otomatik ABR) başarısızlık söz konusu olursa, işitme testi 2 hafta sonra tekrarlanmalıdır. Başarısızlık tekrar ederse Klinik ABR testi ile işitme kaybı olup olmadığı araştırılmalıdır.

Anne-Babaların İşitme Testinin Sonuçlarını Takip Etmesi Çok Önemli!

İşitme tarama testi, çocukların ilerleyen yıllarda yaşıtları ile aynı düzeyde gelişim göstermeleri için çok büyük önem taşımaktadır. Tanı konulup erken dönemde tedavi edilen çocuklar günlük hayata kolayca adapte olabilmektedir. Anne ve babaların dikkat etmesi gereken en önemli konu, doğumdan sonra yapılan işitme taramasının sonuçlarını takip etmektir. Eğer “şüpheli” ya da “tekrar gerekli” gibi bir sonuç çıkarsa bu durum asla ihmal edilmemeli, ileri testler için zaman kaybetmeden referans merkezlerine başvurulmalıdır. İşitme kaybı erken teşhis edilirse; uygun işitme cihazları, koklear implant ve eğitim desteğiyle çocuk normal bir gelişim süreci izleyebilmektedir.

Çocukta Görülen Birçok Problemin Altta Yatan Asıl Nedeni İşitme Kaybı Olabilir

İşitme kaybı tanısı konmamış çocuklar; geç konuşma, dil geriliği, dikkat eksikliği, öğrenme güçlüğü ve sosyal izolasyon gibi sorunlar yaşayabilmektedir. Bu durum sadece bireysel değil, aynı zamanda toplumsal etkilere de yol açabilmektedir. Oysa ki işitme kaybı için ne kadar erken tanı konulursa ve tedavi başlanırsa, sonuçlar da o kadar yüz güldürücü olabilmektedir.

Yetkilendirilmiş Referans Merkezlerine Başvurmakta Gecikmeyin

İşitme taramasında şüpheli sonuç çıkan bebeklerin mutlaka yetkilendirilmiş referans merkezlerine yönlendirilmesi gerekmektedir. Bu merkezlerde ileri tanı ve tedavi süreci, uzman ekiplerce yürütülmektedir. Tanı geciktiğinde müdahale şansı azalmış olur. Bu nedenle ailelerin, yönlendirildikleri merkezlere zamanında başvurmaları büyük önem taşımaktadır. “Ulusal Yenidoğan İşitme Tarama Programı” kapsamında referans merkezi olarak yetkilendirilmiş bu tür merkezler, tanı doğrulama ve ileri tetkiklerin yapılabildiği donanıma ve uzmanlığa sahip kurumlar olarak öne çıkmaktadır. İşitme kaybı şüphesiyle referans merkezine yönlendirilen bebekler uzman ekiplerin bulunduğu ve ileri teknolojilerin kullanıldığı referans merkezinde multidisipliner bir yaklaşımla değerlendirilmektedir.

Koklear İmplant veya Beyin Sapı İmplantı İle Tedavi Mümkün

Yenidoğan işitme kayıplarında ilk 3 ayda tanının kesinleştirilmesi, ilk 6 ayda da rehabilitasyona başlanması hedeflenmektedir. Orta ve ileri derecede işitme kaybı tespit edilen bebeklere işitme cihazı verilmekte ve özel eğitim merkezlerinde eğitim almaları sağlanmaktadır. İleri derecede işitme kaybı olan bebeklerde ise 9-10 aylıkken Kulak Tomografisi ve Kulak MR’ı çekilerek, bu bebeklerin kulak yapıları ve işitme siniri değerlendirilmelidir. Bu değerlendirmeler neticesinde bebeğin Koklear İmplant için uygun olup olmadığına karar verilmektedir. Bebek 1 yaşına geldiğinde iç kulak yapıları ve işitme siniri uygunsa Koklear İmplant, uygun değilse Beyin Sapı İmplantı uygulanmaktadır. Böylelikle çocuklar; yaşları ilerledikçe akranları ile birlikte eğitim hayatına devam edebilmekte, işitmeyi yeniden öğrenmekte ve akranlarına yakın bir performans ile duyup konuşabilmektedir.  

 
 
 

Yorumlar

5 üzerinden 0 yıldız
Henüz hiç puanlama yok

Puanlama ekleyin
bottom of page