top of page

FETÜSÜN SAĞLIKLI GELİŞİMİ İÇİN NELER YAPILMALIDIR?

  • Yazarın fotoğrafı: Dr. Yunus Emre Bıkmaz
    Dr. Yunus Emre Bıkmaz
  • 15 Eki
  • 6 dakikada okunur
ree

Embriyo Nedir?

Gebeliğin, döllenmeden sonraki ilk aşaması embriyo dönemidir. Bir bebek “fetüs” olarak tanımlanmadan önce embriyonik dönem geçer.  Genellikle, döllenmeden yaklaşık 9. haftadan itibaren (son adet tarihinden hesapla 11. hafta dolaylarında) embriyo dönemi sona erer ve fetüs evresi başlar. 

Fetüs Nedir?

Fetüs, bebeğin gebeliğin 9. haftadaki embriyo evresinden sonra başlayan ve doğuma kadar olan dönemini belirtir. Bu dönemde bebekte büyüme, organ gelişimi ve doğum sürecine hazırlık gibi aşamalar gerçekleşir. Organları büyük ölçüde oluşmuş ve büyüme ile olgunlaşma sürecindeki fetüs dönemi, doğuma kadar sürer; bu süre zarfında organlar, sistemler gelişir, büyüme hızlanır ve doğuma uyum sağlanır.  

Fetal Gelişim Süreci ve Evreleri

Fetüsün gelişimi gebeliğin üç trimesterine göre incelenebilir. Fetüs, bulunduğu her döneme özgün gelişim özellikleri içerir:

A) Birinci Trimester (İlk 12-13 Hafta):1. Fetüs dönemi genellikle 9. haftada başlar. Bu dönemde embriyo fetüse dönüşür.  2. Organların ve temel sistemlerin şekillenmesi devam eder. Örneğin; kollar, dirsekler, ayaklar, parmaklar ve göz kapakları bu dönemde oluşmaya başlar.  3. Bu evrede fetüs hâlâ çok küçüktür; yaşayan bir canlı olma kapasitesi dış dünyaya karşı oldukça azdır.4. Ayrıca ilk trimesterde, genetik kusurların ve dış etkenlerin zarar verme riski görece yüksektir. Çünkü organogenez (organların oluşumu) bu dönemde aktif olarak sürer.  

B) İkinci Trimester (13-27. Haftalar Arası):1. Fetüs bu dönemde hızla büyür. Vücut hatları belirginleşir; yüz, gözler, burun ve kulaklar daha tanımlanabilir hale gelir.  2. Saç, tırnak, kaşlar ve kirpikler bu dönemde oluşur.  3. Anne, genellikle 18–20. haftalarda fetüs hareketlerini hissetmeye başlar.4. Ultrason ile cinsiyet belirlenebilir hale gelir.  5. Organ sistemleri (sinir, dolaşım, boşaltım, vb.) gelişir ve çalışmaya başlar.  

C) Üçüncü Trimester (28. Haftadan Doğuma Kadar):1. Fetüsün büyümesinin en hızlı olduğu dönemdir. Ağırlık artışı belirgin hale gelir.  2. Yağ dokusu birikimi artar; beyin, akciğerler ve sinir sistemi olgunlaşma evresine girer.3. Fetal pozisyon (baş aşağı ya da ters duruş gibi) önem kazanır ve doğuma hazırlık başlar.  4. Ultrason ve doğum öncesi testlerle kalp, böbrek, beyin, vb. yapıların durumu izlenir.  

Fetüsün Önemli Yapıları ve Fonksiyonları

Fetüsün anne karnında yaşaması, sağlığı ve doğum sonrası hayatta kalabilmesi için belli yapılara ve işlevlere sahip olması gerekir:

  1. Plasenta: Anne ile fetüs arasındaki oksijen, besin, atık ürünler gibi madde alışverişini sağlar.

  2. Vücut yapısı: Kol, bacak, gövde, baş gibi temel yapılar oluşur ve oranları düzenlenir.

  3. Organ sistemleri: Solunum sistemi, dolaşım sistemi, sinir sistemi, sindirim sistemi ve üriner sistem gibi sistemler gelişir.

  4. Amniyotik sıvı: Fetüsü çevreleyen sıvı; darbelere karşı korur, ısıyı dengeler ve fetüsün hareketlerine izin verir.

  5. Kas sistemi ve bağ dokular: Fetüs hareket eder ve kasları çalışır hale gelir.

  6. Fetal pozisyon: Doğum öncesinde baş aşağı ideal pozisyon alarak doğum sürecini kolaylaştırır.  

Fetüsün Sağlıklı Gelişimi İçin Neler Yapılır?

Fetüsün sağlıklı gelişimi; hem genetik, hem de çevresel faktörlerin bir bütün halinde dengede olmasına bağlıdır. Anne adayının beslenme şekli, yaşam tarzı, stres seviyesi ve düzenli doktor kontrolleri bu sürecin en önemli belirleyicileridir. Gebelik boyunca atılacak her doğru adım, fetüsün organ gelişiminden beyin fonksiyonlarına kadar birçok sistemi olumlu yönde etkiler. Dikkat edilmesi gereken noktalar şunlardır:

A)     Düzenli Gebelik Kontrollerine Gitmek:

Gebeliğin her döneminde yapılan düzenli muayeneler; fetüsün büyümesini, kalp atışlarını ve organ gelişimini yakından izlemeyi sağlar. Bu düzenli kontroller sayesinde olası gelişim gerilikleri veya riskli durumlar erken fark edilebilir ve gerekli önlemler alınabilir:

  1. İlk haftalarda: Gebeliğin rahme yerleşimi ve canlılığı değerlendirilir.

  2. Orta dönemde: Organ taramasıyla kalp, beyin, iskelet ve iç organlar kontrol edilir.

  3. Son haftalarda: fetüsün kilosu, pozisyonu, amniyotik sıvı seviyesi ve doğuma hazırlık süreci izlenir.

B)      Sağlıklı ve Dengeli Beslenmek:

Fetüsün büyümesi ve organ oluşumu, annenin aldığı besinlerden doğrudan etkilenir. Bu nedenle her gün yeterli miktarda protein, vitamin ve mineral alınması gerekir:

1. Gebelikte önerilen temel besin grupları:

  • Protein kaynakları: Yumurta, et, tavuk, balık, baklagiller

  • Kalsiyum: Süt, yoğurt, peynir, badem

  • Demir: Kırmızı et, ıspanak, mercimek

  • Folik asit: Yeşil yapraklı sebzeler, avokado, tam tahıllar

  • Omega-3: Ceviz, chia tohumu, somon

  • C-vitamini: Portakal, kivi, biber, çilek

2. Gebelikte uzak durulması gereken besin grupları:

  • Çiğ et

  • İyi yıkanmamış sebze-meyve

  • Yüksek civa içeren balıklar

  • Pastörize edilmemiş süt ürünleri

C)      Yeterli (Günde Ortalama 2-2,5 Litre) Su İçmek:

1.       Annenin kan hacmini dengede tutar.

2.       Fetüsü çevreleyen amniyotik sıvının korunmasını sağlar. Bu sıvı, fetüsü dış darbelerden korur, hareket özgürlüğü sağlar ve vücut ısısının dengede kalmasına yardımcı olur.

3.       Fetüsün besin ve oksijen alışverişini destekler.

D)     Zararlı Alışkanlıklardan Kaçınmak:

1. Tütün, alkol, uyuşturucu madde kullanımı veya kontrolsüz ilaç alımı: Fetüsün gelişiminde ciddi kalıcı hasarlara yol açabilir. Bu maddeler, plasenta yoluyla doğrudan fetüse geçer ve düşük doğum ağırlığı, erken doğum ve organ gelişim bozukluğu gibi riskleri artırır.

2. Pasif içicilik: Fetüs için zararlıdır; bu nedenle, annenin bulunduğu ortamın hava kalitesi büyük önem taşır.

E) Stresi Azaltmak, Düzenli ve Uygun Egzersiz Yapmak, Yeterince Uyumak ve Dinlenmek:

1. Stresi azaltma  ve ruhsal dengenin korunması: Stres, vücutta kortizol ve adrenalin gibi hormonların artmasına neden olur. Bu durum, plasenta kan akışını azaltarak fetüsün oksijenlenmesini olumsuz yönde etkileyebilir. Fetüs, annenin duygusal durumundan etkilenir. Sürekli stres, kaygı veya üzüntü hormonal dengeyi bozabilir. Duygusal destek almak, gevşeme teknikleri uygulamak ve gerekiyorsa profesyonel yardım almak hem anne, hem de bebek için koruyucudur.

2. Gebelik egzersizleri: Rahatlatıcı aktiviteler, nefes egzersizleri ve hafif fiziksel hareketler hem annenin, hem de fetüsün genel sağlığı üzerinde olumlu yönde etkiler yaratır. Anneye günlük kısa yürüyüşler, yüzme, prenatal yoga, pilates ve meditasyon gibi hafif egzersizler önerilebilir. Hafif tempolu yürüyüşler, yüzme veya gebelik egzersizleri dolaşımı artırarak plasenta fonksiyonlarını destekler. Egzersiz; hem annenin kilo kontrolünü sağlar, hem de doğuma hazırlık açısından kasları güçlendirir. Yalnızca gebelik için güvenli olduğu onaylanmış egzersizler tercih edilmelidir.

3. Yeterli uyku ve dinlenme: Uykusuzluk, bağışıklık sistemini zayıflatır ve stres hormonlarını yükseltir. Her gün 7–8 saat uyumak, fetüsün sağlıklı gelişimi için en temel desteklerden biridir. Özellikle sol yan yatmak dolaşımı kolaylaştırır ve rahme giden kan akışını artırır.

F) Vitamin ve Mineral Takviyelerini Düzenli Kullanmak:

Bazı vitamin ve minerallerin yalnızca besinlerle yeterli miktarda alınması zor olabilir. Ancak yine de uzman hekimden onay alınmadan herhangi bir takviye kullanılmamalı ve her takviye kişiye özel olarak planlanmalıdır. Uzman hekim önerisiyle şu takviyeler gebelikte düzenli olarak kullanılabilir:

  1. Folik asit: Nöral tüp defektlerini önler.

  2. Demir: Kansızlık riskini azaltır ve fetüse oksijen taşınmasını destekler.

  3. D vitamini ve kalsiyum: Kemik ve diş gelişimi için gereklidir.

  4. Omega-3 (DHA): Beyin ve sinir sistemi gelişimine katkı sağlar.

G) Enfeksiyonlardan Korunmak:

Gebelikte bağışıklık sistemi daha hassas çalışır. Bu nedenle enfeksiyonlardan korunmak için hijyen kurallarına dikkat etmek gerekir:

1. Ellerin sık yıkanması

2. Çiğ gıdalardan kaçınılması

3. Aşıların güncel tutulması

4. Kalabalık ortamlarda uzun süre kalınmaması 

Fetüsle İlgili Tıbbi Durumlar ve Riskler

Gebelik süreci boyunca fetüs birçok riskle karşılaşabilir:

  1. Konjenital (doğuştan) anomaliler ve diğer doğumsal kusurlar: Özellikle embriyo evresinde kötü etkilenme riski yüksektir.  

  2. Fetal makrozomi: Fetüsün normalden çok daha büyük olması durumu olup, 4.000 gram ve üzeri ağırlıkla karakterize edilebilir.  

  3. Fetal distres: Oksijen yetersizliği nedeniyle fetüsün kalp atışında düzensizlikle kendini gösterir.

  4. Yüksek riskli gebelik: İleri veya küçük anne yaşı, kronik hastalıklar ve annenin gebelik öncesi sağlık durumu gibi etkenlerle fetüs bakımından ekstra izlem gerekebilir.  

  5. Preeklampsi ve plasenta problemleri: Annenin tansiyon sorunları ya da plasenta ayrılması gibi durumlar fetüsün gelişimini olumsuz yönde etkileyebilir.

  6. Ters gelme veya breec durumu gibi doğum pozisyonu anomalileri: Doğumu zorlaştırabilir.  

  7. Anne kaynaklı dış etkenler: Tütün ürünlerinin kullanımı, alkol, ilaç kullanımı ve çevresel toksinler fetüs üzerinde olumsuz etkilere neden olabilir.

Fetüsün Ultrason ve Tanısal Değerlendirilmesi

A)     Ultrasonografi (Ultrason): Fetüsün gelişimini ve sağlığını izlemek için kullanılan yöntemlerden biridir:

1.       İlk trimester ultrasonu: Gebeliğin yerleşimi, canlılığı, kalp atışı ve fetal pol hattının görülmesi gibi önemli bilgiler sağlar.

2.       İkinci trimester ultrasonu (Detaylı ultrason): Organ taraması yapılır.

3.       Üçüncü trimester: Yönelim ve yapı kontrolü, yani organların yapı bozuklukları, fetal pozisyon ve amniyotik sıvı seviyesi kontrol edilir.

B)      Non-Stres Testi (NST): Doğumun yaklaştığı haftalarda fetüsün kalp atışları ve hareketleri NST ile izlenir.

C)      Diğer Testler: Ayrıca bazı doğumsal anomalileri saptamak için başka testler de uygulanabilir:

1.       Genetik tarama

2.       Amniyosentez

3.       Koryon villus örneklemesi

Fetüsün Doğum Öncesi Son Hazırlıkları

Gebeliğin son haftalarında fetüs doğuma hazırlanır:

  1. Baş aşağı (oksiput anterior) duruşu ideal pozisyondur.  

  2. Akciğerlerde “gelişimsel olgunlaşma” başlar ki doğum sonrası solunum için önemlidir. Akciğerler tarafından surfaktan adı verilen bir madde üretilmeye başlanır.

  3. Fetal hareketler artar, pozisyon sabitleşir.

  4. Doğum kanalıyla uygun ilişki, doğum sürecinin sağlıklı ilerlemesi için önem kazanmaya başlar.

  5. Bağırsaklarda mekonyum adı verilen ilk dışkı birikir.

  6. Kaslar güçlenir, hareketler daha koordinelidir.

  7. Yağ tabakası kalınlaşır ki bu da vücut ısı dengesini koruyabilecek hale gelmesi içindir.

Fetüs İle İlgili Sıkça Sorulan Sorular

1.       “Fetüs ne zaman oluşur?”

Fetüs, döllenmeden sonraki 9. haftadan itibaren oluşur. Fetal dönem öncesinde bebek “embriyo” olarak adlandırılır.

2.       “Fetüsün gelişimi nasıl takip edilir?”

Fetüsün gelişimi kan testleri, ultrason, doppler ve gerekirse genetik taramalarla izlenir. Doktorlar genellikle her trimesterde bir kontrol planlar.

3.       “Fetüsün kalp atışı ilk ne zaman duyulur?”

Genellikle 6. haftadan itibaren ultrasonla, 10-12. haftalardan itibarense doppler cihazıyla kalp atışı duyulabilir.

4.       “Fetüsün cinsiyeti ilk ne zaman belli olur?”

Genellikle 16-20. haftalarda ultrasonla fetüsün cinsiyeti tespit edilebilir.

5.        “Fetüsün hareketleri ilk ne zaman hissedilir?”

İlk gebeliklerde genellikle 18–20. haftalarda, daha önce doğum yapmış kadınlarda ise 16. haftadan itibaren hissedilebilir.

6.       “Fetüsün sağlıklı gelişmesi için anne ne yapmalı?”

Dengeli beslenmek, folik asit ve demir takviyelerini almak, düzenli doktor kontrollerine gitmek ve zararlı alışkanlıklardan uzak durmak gerekir.

7.       “Fetüsün anne karnında öldüğü nasıl anlaşılır?”

Fetal hareketlerin kaybolması, kalp atışının duyulmaması veya ultrason bulgularında durma olması durumunda fetal kayıp düşünülebilir. Bu durumda acilen uzman hekime başvurulmalıdır.

 
 
 

Yorumlar

5 üzerinden 0 yıldız
Henüz hiç puanlama yok

Puanlama ekleyin
bottom of page