SUBKONJONKTIVAL KANAMA NEDİR?
- Dr. Yunus Emre Bıkmaz
- 20 saat önce
- 5 dakikada okunur
Subkonjonktival kanama ya da diğer adıyla subkonjonktival hemorraji, gözün “sklera” adı verilen beyaz kısmındaki damarların çatlaması ile kırmızı bir renk oluşması durumudur. Damarların çatlaması ile gözün beyaz kısmına doğru kan sızar. Bu durum “gözde kanama” olarak da bilinir. Özellikle ani basınç gibi durumlara bağlı olarak bu tür kanamaların ortaya çıkma ihtimali yüksektir. Bilhassa normal vajinal doğumdan sonra yenidoğan bebeklerde sıklıkla görülebilmektedir. Korkulacak bir durum değildir. Gözde kanama meydana gelmesi, burun kanaması kadar normal bir durumdur.

Subkonjonktival Kanama Nedir?
Subkonjonktival kanama, gözün beyaz kısmındaki küçük damarların çatlaması sonucu oluşan “ağrısız kanama” olarak tanımlanır. Yenidoğandan itibaren her yaştaki kişide görülebilir. Kanama, yüzeysel olarak gerçekleşir ve kişinin göz yapısına zarar vermez. İlk başlarda gözün sklera bölgesinde yani beyaz kısmında, parlak ve kırmızı renkte lekelenmeler olarak görülür. Fakat ilerleyen süreçte ise gözün beyaz kısmının tamamını kaplayabilir. Kan damarlarında iltihaplanma oluşması nedeniyle de bu durum ortaya çıkabilir.
Subkonjonktival Kanama Nedenleri Nelerdir?
Subkonjonktival hemoraji, gözde “damar patlaması” olarak da adlandırılabilen bir durumdur. Bu durumun oluşumunu tetikleyen bazı nedenler vardır:
Basınç: Ani basınç, damarların çatlamasına neden olarak kanamaya yol açar. Bu durum, öksürme ve hapşırma esnasında ortaya çıkabileceği gibi uçak seyahatlerinde de görülebilir. Özellikle kişilerin fazla basınca maruz kalması hem gözdeki, hem burundaki damarların çatlamasına neden olabilir.
Travma: Travmaya bağlı olarak gözdeki damarlarda kanama oluşma ihtimali yüksektir. Özellikle göz bölgesine alınan darbeler, damarların çatlamasına neden olur. Bilhassa normal vajinal doğumdan sonra yenidoğan bebeklerde sıklıkla görülebilmektedir.
Kan sulandırıcı ilaç kullanımı: Bu ilaçlar pıhtılaşmayı önler. Bu nedenle damar hasarı meydana geldiğinde kanama durmaz.
Hipertansiyon: Tansiyon yüksekliği, damarlara sürekli olarak basınç uygulayan bir sağlık problemidir. Damar duvarlarının zayıflamasına neden olur ve böylelikle göz bölgesinde kanama gibi sorunlar ortaya çıkar.
Allerji: Allerjik hastalıklardan bazıları göz bölgesini direkt olarak etkileyebilir. Özellikle polen allerjisi gibi durumlarda, kişinin gözünde şiddetli kaşınma meydana gelir. Kişinin sürekli gözünü kaşıması ise damarların çatlamasına yol açar.
Kişisel yatkınlık: Bazı kişilerin göz yapısı ve damar yapısı normalden daha hassastır. Bu nedenle bazen kanamalar kendiliğinden meydana gelebilir.
Karaciğer hastalığı: Karaciğer hastalıklarından bazıları da kanın pıhtılaşmasını engeller. Bu durumda da kan sulandırıcı ilaç kullanımı ile benzer etkiler ortaya çıkar.
Diyabet: Şeker hastalığı olanlarda da sık tekrarlayan hemorraji görülebilmektedir.
Subkonjonktival Kanama Belirtileri Nelerdir?
Göz kanamasının, subkonjonktival kanamadan farklı türleri de olabilir. Fakat subkonjonktival kanama oluşumu genellikle zararsız bir durumdur. Subkonjonktival kanama ile diğer göz kanaması türlerini birbirinden ayırt edebilmek için belirtileri bilmek gereklidir:
1. Gözdeki renk değişimi, göz beyazında kırmızı leke: Subkonjonktival kanamanın en temel belirtisidir. Gözün beyaz kısmı, “sklera” olarak adlandırılan bölgedir. Kanama oluşumu, bu bölgede bazı lekelenmelere neden olur. Ortaya çıkan kan lekelenmeleri genellikle parlak kırmızı bir renkte ya da bordoya yakın bir renkte görülür. Leke oluşumu çoğunlukla tek bir gözde meydana gelir. Kan, gözdeki zarlı yapının alt kısmına sızdığı için parlak ve canlı bir görünüm ortaya çıkar. Bu, endişe edilecek bir durum değildir. İyileşme sürecinde bu kırmızılık, önce sarı ya da yeşil renge döner, sonrasında gözün beyaz kısmındaki lekelenme 7-10 gün içerisinde geçer.
2. Görme kaybı olmadan gözde kızarıklık: Kanama öncesinde gözde kızarıklık oluşumu meydana gelebilir. Kan lekesi, kızarık bir görünüme de neden olabilir. Bu kızarıklık, gözün beyaz kısmının tamamını kaplayabilir. Ortaya çıkan görüntü, kişilerin paniklemesine yol açar. Fakat bu durum, hemorraji oluşumunda oldukça normaldir. Damarların çatlaması ile ortaya çıkan kanama ve kızarıklık, sadece yüzeyseldir. Kişinin gözünde herhangi bir ağrı ya da acı hissine neden olmaz. Bu nedenle görme kaybına da yol açma riski asla söz konusu değildir.
3. Hafif batma veya basınç hissi: Gözde kızarıklık ya da kanlanma meydana gelmesi halinde hafif bir batma hissi oluşur. Bu durum özellikle gözlerin kırpılması ile kendini hissettirir. Batma hissi geçicidir ve görüşü etkileyen bir durum değildir. Fakat kişiye rahatsızlık verir ve kişi gözünün içerisinde bir şey olduğu hissine kapılır. Bu gibi durumlarda gözü temizlemeye çalışmak, gözdeki zar yapısının kaymasına neden olabilir; bu nedenle, bir uzman hekime başvurulmalı ve uzman hekimin reçete etmesi halinde gözün temizlenmesini sağlayan uygun suni gözyaşı damlaları kullanılmalıdır. Gözde oluşan basınç hissi de batma probleminin ortadan kalkması ile birlikte hafifler.
Subkonjktival Kanamada Ne Zaman Doktora Gidilmelidir?
Subkonjonjonktival kanama oluşumu genellikle kısa süre içerisinde kendiliğinden geçer. Fakat şu 2 durumda bir uzman hekime gidilmesi gerekir:
1. Kanamanın iyileşme süresi 10 günü geçmişse bir uzman hekime başvurulmalıdır.
2. Ortaya çıkan batma ya da basınç hissi gibi belirtilerin kişiyi rahatsız etmesi halinde bir uzman hekime başvurulmalıdır.
3. Aynı zamanda kanamaya bağlı olarak kişide görme problemleri söz konusuysa ve çift görme gibi sorunlar varsa bir uzman hekime danışılmalıdır.
4. Gözdeki kanama çok sık tekrarlıyorsa da altta yatan asıl nedenin (tansiyon, şeker, vb.) araştırılması amacı ile bir sağlık kuruluşuna müracaat edilmelidir.
5. Hayatı boyunca ilk kez gözünde kanama olan kişiler de direkt olarak sağlık kuruluşlarına başvurmalıdır.
Subkonjonktival Kanama Tanısı Nasıl Konulur?
1. Göz muyanenesi: Bu süreçte göz muayenesi, tanı konulması için yeterlidir. Kişinin göz yapısı ve damarları incelendiğinde damarların çatladığı ve bu duruma bağlı olarak kanama oluştuğu görülür.
2. Göz tansiyonu muayenesi: Gerekli olması halinde ise kişide göz tansiyonu (glokom) olup olmadığı kontrol edilir.
3. Kan testleri: Gerek görülmesi halinde kanama-pıhtılaşma testleri, şeker ölçümleri ve karaciğer fonksiyonları ile ilgili bazı kan testleri talep edilebilir.
Subkonjonktival Kanama Tedavisi Nasıl Yapılır?
1. Sadece izlem: Subkonjonktival kanama, aslında tedavi edilmesi gereken bir sağlık problemi değildir. Damarlardaki kanama durduğunda gözde meydana gelen kanlanma ve kızarıklık oluşumu da ortadan kalkar. Genellikle zaman içerisinde kendiliğinden geçen bir durum olarak bilinir.
2. Soğuk kompress: Bu süreçte kişiler, göz bölgesine soğuk kompress uygulayarak belirtilerin hafiflemesini sağlayabilir. Yenidoğanda uygulanmaz.
3. Suni gözyaşı damlaları: Reçeteli yapay gözyaşı damlaları da gözdeki batma hissinin azalmasına katkı sağlar. Yenidoğan bebekte kullanımına gerek olmaz.
4. Antibiyotikli göz damlaları: Elle kaşımaya bağlı mikrop kapmadığı ve belirgin bir çapaklanma eşlik etmediği sürece antibiyotikli göz damlalarının kullanımına gerek yoktur. Örneğin, yenidoğan bebekteki subkonjunktival kanamada antibiyotikli göz damlası reçete edilmez.
Subkonjonktival Kanamadan Korunma Yolları Nelerdir?
1. Gözde kanama probleminin oluşumunu engellemek için göz travmalarından kaçınılmalı, göze darbe almamaya dikkat edilmelidir.
2. Göze yabancı cisim sokulmamalıdır.
3. Sert bir şekilde gözleri ovuşturmak da kanamaya neden olur ve bundan kaçınılması gerekir.
4. Aynı zamanda düzenli tansiyon ölçümü yaptırmak da faydalıdır. Kan basıncının kontrol altında tutulması, hemorrajiden korunma sağlar.
5. Kan sulandırıcı ilaçlar ise ancak doktor onayı ve takibi ile kontrollü bir şekilde kullanılmalı, bilinçsiz bir şekilde kan sulandırıcı kullanımından uzak durulmalıdır.
6. Genel sağlık durumuna dikkat ederek ve sağlıklı beslenerek de gözde kanama riskinin azaltılması mümkündür.
Subkonjonktival Kanama ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular
1. “Subkonjonktival kanama ne kadar sürede geçer?”
Gözde ortaya çıkan bu sağlık problemi, ortalama olarak 7-10 gün sürebilir. Bu süre bazen çevresel faktörlere bağlı olarak uzayıp kısalabilir. Etraftaki mikroplar ve bakteriler, göze giriş yaptıkça iyileşme süresinde uzama görülebilir. Fakat ilk 1 haftalık süre içerisinde gözle görülür bir iyileşme meydana gelir.
2. “Tekrarlaması normal midir?”
Evet. Bu durumun oluşması oldukça normal bir durumdur. Yıl içerisinde çok fazla tekrarlayabilir ve hatta bazı kişilerde bu durumun ayda bir tekrarladığı da bilinir. Fakat bu kadar sık tekrarlaması, kişinin kan basıncında ya da kan şekerinde bir problem olduğunun işaretidir.
3. “Hangi durumlarda doktora başvurulmalıdır?”
Gözde ortaya çıkan bu kanama genellikle kişinin sağlığına zarar veren bir durum değildir. Fakat kanamanın iyileşme süresi 10 günü geçmişse doktora başvurulmalıdır. Ortaya çıkan batma ya da basınç hissi gibi belirtilerin kişiyi rahatsız etmesi halinde bir uzman hekime başvurulmalıdır. Aynı zamanda kanamaya bağlı olarak kişide görme problemleri söz konusuysa ve çift görme gibi sorunlar varsa bir uzman hekime danışılmalıdır. Gözdeki kanama çok sık tekrarlıyorsa da altta yatan asıl nedenin (tansiyon, şeker, vb.) araştırılması amacı ile bir sağlık kuruluşuna müracaat edilmelidir. Hayatı boyunca ilk kez gözünde kanama olan kişiler de direkt olarak sağlık kuruluşlarına başvurmalıdır.
4. “Subkonjonktival kanama görme kaybına yol açar mı?”
Hayır. Subkonjonktival kanamai, görme kaybına neden olan bir durum değildir. Gözün beyaz kısmında yer alan damarların çatlaması ile ortaya çıkan basit bir kanama türüdür. Görüşü etkilemez; ama nadiren bazı durumlarda kan, göz bebeğine doğru yayılarak görüşü önleyebilir. Böyle bir durum olsa dahi bile, bu geçici bir durumdur ve göz muayenesine giderek bu durumun ortadan kalkması mümkündür.







Yorumlar